Mart 27, 2005

AY'ın esrarengiz yüzü.

Bilindiği gibi, ay'ın ölü bir gökcismi olduğu bilimsel bir gerçektir.Buna göre aydaki volkanik olaylar milyarlarca yıl önce sona ermiştir.

Ay'ın atmosferi bulunmamaktadır.Dolayısıyla burada yaşam ihtimali de yoktur.Fakat bazı astronotlar ve astronomlar teleskoplarıyla yaptıkları gözlemlerde ,zaman zaman ay yüzeyinde şaşırtıcı değişiklikler ve esrarengiz olaylar gözlediklerini söylemektedirler.Ay üstündeki arazilerin zaman zaman değişim gösterdiği ve adına "geçici ay değişiklikleri" denilen bazı olaylara rastladıklarını belirtmişlerdir.

ABD'nin Apollo uçuşlarını birdenbire kesmesi de kafaları iyice karıştırmaktadır.
Son olarak ,apollo uçuşlarının ertelenmesinden sonra sadece ,askeri bir uydunun yollanmış olması,bu konudaki endişeleri de haklı çıkartır gibi.

Yoksa gerçekten,AY'ın arka yüzünde esrarengiz şeyler mi oluyor?

Mart 15, 2005

Teşekkürler

Kutlay Kağan Şanlı sayesinde artık http://komplo.blogspot.com adresini kullanıyoruz :)
kendisine çok teşekkürler..

// UMUT Master

ABD ''Marduk'' a hazırlanıyor...

``Derin Darbe`` ve ``Armegeddon`` gibi Hollywood filmleri gerçek oluyor. İlk olarak (tarih yalnış olabilir) 1990 yılında NASA tarafından keşfedilen ve tüm dünyaya 13.gezegen olarak tanıtılan gezegen aslında dünyanın sonunu getirecek. NASA, bu gezegenin varlığını daha önceden biliyordu. Eski Mısır medeniyetinden kalma eserlerde ``MARDUK`` adı verilen gezengenden ve dünyaya çarpacağından bahsetmektedir. Ayrıca Mayalara ait tapınaklarda Marduk'un dünyaya çarpacağı yıl bile verilmiştir. Maya takvimine göre 985 yılında Marduk dünya ile buluşacak ve büyük bir çarpışma olacak ,tüm dünya yok olacaktır. NASA yapılan araştırmalarda Maya takvimlerinde 985 olarak geçen yılın miladi takvime göre 2012 yılı olarak hesaplamıştır. Bu gerçekle karşı karşıya kalan NASA ve ABD Hükümeti Marduk'un nasıl engellenebileceğini araştırmaya başlamıştır. Hala bunun için nükleer silahlar geliştirmekte ve denemektedir. Bu denemelerin bir sonucu olarak 1999 yılında Turkiye'de 17 Ağustos depremi yaşanmıştır. Yine bu denemelerin bir sonucu olarak geçtiğimiz yıl Endonezya'da tsunami felaketi yaşanmıştır.
Sadece bunulada yetinmeyen ABD insalnığıda bu trajik sona hazırlamak için Hollywood'a sinema filmleri yaptırmıştır. Ayrıca hükümet içersinde The Regeneration of Earth (Dünya'nın Yeniden Doğuşu) adlı bir departman kuran ABD Marduk'tan sonra yeniden yaşamı geliştirme yollarını da araştırmaktadır. Bu departmanın faaliyetleri tamamen gizli tutulmaktadır.
Bu sadece benim teorimdir,inanmak veya inanmamak size kalmıştır. ``Marduk`` ile ilgili daha fazla bilgi için ``Marduk'la Randevu`` kitabından faydalanabilirsiniz.
UNUTMAYIN; 2012'ye 7 kaldı...

Mart 03, 2005

Insanligin yuzlestigi jeolojik silahlar

Insanligin yuzlestigi jeolojik silahlar : HAARP
Bircok bilim adamina gore, Avrupa'da ve Asya'da meydana gelen ekolojik felaketlerin arkasinda gizli ve yaptirima dahil olmayan jeolojik silahlarin kullanilma ihtimali oldukca guclu.

Bu noktada sunu hatirlatmada fayda var,1970'lerin sonunda Abd ile Sovyetler jeolojik silahlarin askeri amacla kullanilmasini yasaklayan bir anlasma imzaladi.Jeo-fizik silahlarin kullanimi bilimsel arastirmalar ve teknolojik denemeler bahanesiyle yapiliyordu.

Bircok uzmana gore,HAARP (High Frequency Active Auroal Research Program) bu durumu tarif etmektedir.1980ler'de Amerikali bilim adamlari bu baglamda bir program gelistirerek atmosferin,iyonosferin ve magnetosferin tabakalarini degistirecek metodlari gelistirerek patentlerini aldilar.

Ukrayna Parlamentosunda gorev yapan Yuri Solomotin'e gore,Amerika atmosferi isitma ozelligine sahip yuksek frekansli bir yansiticiyi insa etti.Bu yansiticiya bagli olan ve iyonlara guc pompalayan plazma uzaydan kontrol edilme ozelligine sahip.Bu plazmayla atmosfer,iyonosfer ve magnetosfer uzerinde yonlendirici etkiler birakmak mumkun.Bu mekanizmayla ilgili yeryuzu baglantilari Norvec'in Tromso kasabasina ve Amerika'nin Alaska'daki askeri ustune insa edildi.

Bu durumla ilgili asil sorun Greenland'a yerlestirilen 3. yansitici.Bu yansitici ile Amerika, Atlantik'ten ve Pasifik okyanuslarindan gelen etkiyle Avrupa'yi kontrol altinda tutabilmektedir.

Teorik olarak bu sistem dunyanin herhangi bir yerinde sel baskinlarini,tayfunlari ve tornadolari programlama ozelligine sahip olup,herhangi bir ulkedeki haberlesme de dahil,sivil ve askeri elektronik sistemleri felc edebilmektedir.

Ukrayna gazetelerinin iddiasina gore,dogal ve teknolojik felaketler-Lviv'deki hava gosterisinde oldugu gibi-Amerika'nin dusuk kapasiteyle yaptigi , cografi silahlarin bir denemesinin sonucu olabilir.

Isin baska bir ilginc tarafi cografi silahlarin kullanimini engellemek ve dunyayi buyuk bir felaketten kurtarmak icin herhangi bir kurum, kurulus ve politik grup bir sey yapmaktadir.Onemle vurgulanmasi gereken husus bu silahlarin tam olarak kullanimi butun dunyayi buyuk bir felaketin esigine getirmesidir.

Bu konuyla ilgili olarak Rusya parlamentosunun alt kanadi olan Duma'nin dort komitesi 1 yildan fazla bir suredir calismalar yapmakta, HAARP'in yaratacagi felaketlere karsi Baskan Putin'i,Birlesmis Milletler'i,hukumetleri,bilimadamlarini ve medyayi goreve cagirmaktadir.

Bunlara ek olarak Rusya Parlamentosu'nda Savunma Komitesi baskanligi yapan General Andrei Nikolaev,Duma'daki enformasyon komitesi utesi Tatiana Astrakhankina ve Yuri Solomatin HAARP calismalari icerisinde jeolojik silahlarin kullaniminin Buyuk bir global tehlike yaratacagini onemle vurgulamaktadirlar.

Bu konuyla ilgili daha detayli bilgi edinmek icin lutfen www.geocities.com/mavinokta adli siteyi ziyaret ediniz

ISTER INANIN ISTER INANMAYIN...(Kaynak İnternet)

ISTER INANIN ISTER INANMAYIN...(Kaynak İnternet)

Turkiye-Petroller-Oyunlar

Petrol yoksa çıkartma ruhsatı neden vermiyorsunuz!..

Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol denizi olduğu iddiasını yazmıştım..Yazı sonrasında Silopi''de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı.. Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!...
Beşir Yılmaz telefonda.
" Vedat bey, gelin Silopi''de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!.." diyerek feryat ediyordu..
"Nasıl yani!.." diye sorduğumda anlatmaya başladı..
"Biz aileden madenciyiz..
Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle
yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum..
Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet
1978 yılında " kamulaştırıyoruz" diyerek el koydu.
Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi.
Madem asfaltit rezervi az , neden el koyuyorsunuz.
Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit maddesi bulunan
her yerin altında petrol vardır.
Silopi''nin altı da petrol denizidir.

Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve
Hezil çayına karışır.

Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum
ve nikel madeni de var" - Nereden biliyorsunuz?
"Türkiye''deki analizlere güvenmediğim için madenin her
tarafından örnekler alarak
Almanya''ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım.

Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve
Tunçbilek''e
göre iki misli rakamlar var) dünyanın en önemli
uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif
haldedir.." Beşir Yılmaz''ın anlatacak o kadar çok
şeyi var ki makineli tüfek gibi ard arda sıralıyor.

Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum..
- Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz?

"Bu bölgede İngilizler 1967-87de petrol aramışlar.
Açılan kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol
fışkırmış.
Ardından kapatmışlar ve betonlamışlar.
Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin
birlikte açalım eğer beton ve civa basıp
tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak.

Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve
petrolün 100 metre kadar fışkırdığını görenler var."
Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam
ediyorum.. "Vedat bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol
vardır.

Eğer petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı
vermiyorlar.

Musul ve Kerkük''ün rakımı 80-100 metre civarındadır.
Cudi Dağı''ndaki petrolümüz resmen Irak''a doğru akıyor ve
başta
İngilizler ve ABD bunu biliyor.."

Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi''ye bile zor gider hale gelmiş.

Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay
Ciner''in sahibi olduğu Park Holding''e devretmiş.

Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne dava açmış
ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış.

Eğer tekrar el konulursa AİHM''ye başvuracakmış.

Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki aşiret
ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş..

Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete
kapılıyorum.. Şimdi sıkı durun... Beşir Yılmaz
Başbakan Tayyip Erdoğan''a bu durum üzerine
başvurmuş ve dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle
yazıyor.. " Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve
hukukunu aramaktan bezdirmiştir. Televizyonda ve
basındaki konuşmalarınızda "hortumcu çetelerin ve
bürokrasinin üstüne gidilecektir" diyorsunuz Millet
buna çok seviniyor..

25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların, anayasa,
kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak ihale yolu ile
peşkeş çekiliyor.

Allah''a ve sizin yüksek adaletinize sığınıyorum."
Beşir Yılmaz devlet tarafından el konulan mallarını ve bunun
karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş..

1- 35 km yol yaptım.
2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var.
3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış.
4- Mazot tankları.
6- Dinamit ambarı.
7- Kantar ve kantar binası. .

Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediğim madenimde
bugüne kadar yaptığım işler ve halen bulunan
demirbaş ve çıkarılmış maden için ödenen para da
5.800.800 TL.. (Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!..)

Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan''a yazdığı dilekçede devam ediyor..
" Bu para halen bankada duruyor.

Buna rağmen Türkiye Kömür İşletmeleri ihaleyi adamlarına ve
hortumculara peşkeş çekiyor... ". . .
Beşir Yılmaz''ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne
kadar cevap vermemiş.. Beşir Yılmaz''dan al ve ABD
bağlantılı şirketlere ver... Uranyum konusu da bir
başka skandal... Güneydoğu resmen petrol denizi
üzerinde ve Türkiye ABD Firmalarının peşinde "bize
petrol bul" diye yalvarıyor...

Korkunç iddialar devam ediyor:. 6 mühendisin kafaları kesildi.

TPİK diye Türkiye Petrolleri''nin kurduğu bir kurum yurt dışına
petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar
zarar ediyor...
Beşir Yılmaz diyor ki: "Kimin hain kimin işbirlikçi
olduğunu anlamak çok kolay!..

Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı
verilmiyor. Ruhsatı verin 800 metreden petrolü
çıkartmazsam ben bu ülkeyi terk ederim.

MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından
delici aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi.

Herkes bilir sudan sonra petrol gelir.

Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz
kimseye ihtiyacımız yok.

İzni versinler siz görün petrol nasıl fışkıracak.."

Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar
aradı ve Soma''da görevli bir mühendis ile görüşmemi
isteyerek telefon numarasını verdi.

Adını burada yazmak istemiyor. Mühendis ile görüşmemde daha da
çarpıcı gerçekler çıktı ortaya... Altı ay kadar önce Cudi
dağları

eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip
bilmediğimi
sordu..ben de "bilmiyorum" dedim. Mühendis ekledi "
Bu iskeletler 18 yıl önce Cudi Dağı''nda kaybolan 6
Türk petrol mühendisinin iskeletleri.

Kafaları kesilerek öldürülmüş.." Dondum kaldım.

Ne diyeyim.

Kendisi de mühendis olduğu için yalan söylemiyordur diye
düşündüm..
Ardından devam etti.. "Vedat bey Türkiye maden
bakımından dünyanın en zengin ülkesi.

Siz Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ''ın dünyanın en büyük altın
rezervi olan dağlarından biri olduğunu biliyor
musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz.

Hatta bu konunun üzerine giden gazeteciler
öldürüldü.. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç''in
öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler üzerine
gittiğini biliyorsunuz her halde..." İlgiyle dinledim.

O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez..

İddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis,
gazete

ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir
haber
yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu
örneklerle anlattı.. Beşir Yılmaz''a son sözüm "
Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a anlatınız mı?" oldu.

Aldığım cevap da aynen şöyle.. " Vedat bey her şeyi
belgeleriyle birlikte birkaç kez askeri
büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa
boyu ilerleme kaydedemedik!".. Ne diyeyim, bu
milleti korumaya yemin etmiş olanlar utansın!.. Son
sözüm: "AB, ABD PKK''yı boşu boşuna özellikle bu
bölgede güçlendirip milletin başına bela etmedi.

Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik
olarak uçuracak gelişmelere gebedir!.."