Ekim 07, 2005

Tantan: "Türkiye, silahsız ele geçiriliyor. Federasyon tehlikesi var!"

Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programına konuk olan Saadettin Tantan “Türkiye Gümrük Birliği’yle kaybetti. Korkunç bir bilgi kısıtlaması var. Bugün Türkiye savaşsız işgal ediliyor” dedi.


Ceviz Kabuğu programında terör enine boyuna tartışıldı:

Bugün Türkiye savaşsız işgal ediliyor


Hulki Cevizoğlu’nun programına katılan Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan PKK’nın ‘sivil itaatsizliği’ yaygınlaştırarak siyasallaşmak istediğine” dikkati çekti.


Üç haftalık aradan sonra yeni yayın dönemine başlayan usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu’nda yine önemli açıklamalar yapıldı. Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, Türkiye üzerinde oynanan oyunları ve sokak terörünü anlatırken, “Federatif güçler ortaya çıkabilir” dedi.

“PKK’nın ‘sivil itaatsizliği’ yaygınlaştırarak siyasallaşmak istediğine” dikkat çeken Tantan, dış destekli PKK’nın terörde kullanacağı finansmanın 8-10 milyar dolar civarında olduğunu açıkladı. Programa telefonla katılan Onursal Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş, “bazı tarihi gerçeklerin bilinmesi gerekiyor” derken Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr.Mehmet Çelik, “ortada bir toplumsal potansiyel var ama lider boşluğuda var” diyerek görüşlerini bildirdi.

FEDERATİF GÜÇLER

5 saat 15 dakika süren Ceviz Kabuğu’nda konuşan Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, iktidarı sert bir şekilde şöyle eleştirdi: “İktidar 1995 yılında istihbarat raporlarındaki bilgiyi okusaydı ‘Kürt sorunu var’ demezdi. Aslında bu iktidara, yaptıkları söylemlerle Türk halkının gözünü açtığı için teşekkür etmemiz lazım.” Tantan sözlerine şu şekilde devam etti: “Hükümet 3 Kasım’da iktidara gelirken milli ve geleneksel politikalarından döndüğünü söyledi. Bu çok önemli bir şey. Bugünkü siyasiler şu gerçeği okuyamadılar. Avrupa’daki siyasi hedefler iktidara gelirken oradaki halkların da arzuları doğrultusunda gelmiş değillerdir. Haklarında bir sürü şaibeler vardır.” Bu sözler üzerine Cevizoğlu, “Buna da demokrasi diyoruz” deyince, Tantan “Efendim, Türkiye’nin ve dünyanın hiçbir yerinde demokrasi yok. Güç kullanımı var. Gücü halkınızın ve ülkenizin lehine kullanırsınız ya da gücü halkınızın ve ülkenizin aleyhinde kullanırsınız” cevabını verdi.

Tantan, tehlikelere şöyle dikkat çekti: “Dünyada derin bir yapı var. Eğer siz bu yapıyı bilmez ve analiz etmezseniz verilen sözler bir aldatmacadan başka bir şey değildir” dedi. “Terör Türkiye’de iç ve dış tehdit oluşturuyor. Küresel güç Türkiye’ye yeniden formunu, kimliğini belirle diyor. Ulus devletin içi boşaltılırsa federatif güçler ortaya çıkabilir. Bütün bu hareket milletin gözünden kaçırılıyor. Bugün Türkiye savaşsız işgal ediliyor. Bugün Türkiye’deki yönetim gücünün büyük bir bölümü devşiriliyor. AB bir devlet politikasıdır. 3 Ekim’de müzakere başlayacaktır. Ama asıl felaket 3 Ekim’den sonradır.”

PKK’NIN SERVETİ

Tantan, “Anadolu halkı kendisi fakirleşirken, PKK yandaşlarının ve PKK’nın bu şekilde ekonomik anlamda büyümesini hazmedemiyor. PKK’nın finansmanının 8-10 milyar dolara yaklaştığı söyleniyor. Karşılıklı kinler gelişiyor. İşler Batı’nın arzu ettiği Türk-Kürt çatışmasına geliyor. Batı, etnik sorun olsun istiyor. Asker demokrasi yerleşsin diye son derece sabırlı hareket ediyor. Dikkat ederseniz asker bu hükümete vermiş olduğu açığı hiçbir hükümete vermedi. Askere de iç ve dış tehdit var. Dış tehdit de Kafkasya’dır, Ortadoğu’dur, Irak’tır. Asker bu sıcak tehdidi görmezden gelemez.” Tantan, çarpıcı açıklamalarına devam etti: “PKK silahla çözemeyeceğini anladı, siyasallaşmak istiyor. Avrupa ve Amerika da PKK’nın siyasallaşmasını istiyor. Sivil itaatsizlik gittikçe yaygınlaşacak. Yani ayaklanma öncesi prova. PKK’nın yaptığı, sivil itaatsizliğin giderek yaygın hale gelmesidir. Halkı sindirme, korkutmak ve teslim edilmesi anlamına gelir. Bugünkü ceza kanununun iyi incelenmesi gerekir.


Siyasetimizi çökertecekler

Programa telefonla katılan Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, “Son zamanlarda uyum yasaları diye birtakım yasalar meclisten geçiyor, hiçbiri Avrupa yasalarının benzeri değildir. Zaten sorun buradan kaynaklanıyor. 90’lı yılların başından beri dış güçler, önce hukukumuzu suçlarla mücadele edemez hale getirmeye, terörü desteklemeye, ekonomiyi ve en son siyasetimizi çökertmeye çalışıyorlar. Bütün bunlar zincirleme uygulanıyor. Ama ilk defa hukukumuzu çökertmekle işe başladılar” dedi ve “Artık bazı tarihi gerçeklerin bilinmesi gerekiyor” diyerek, şöyle devam etti:” CMUK tasarısı hazırlandığında adeta gizli bir şekilde hazırlandı. Kamuoyunda tartışılma imkanı bile olmadı. Yargıtay’a yazı yazılmış 48 saat içinde cevap vermezseniz, yasayı benimsediğiniz kabul edilecektir diye. O zamanki başkan Hikmet Ocakçıoğlu beni görevlendirdi. Bir gece içinde cevap hazırlanacak. Bana göre hiç PKK’ya, ASALA’ya gerek yok. Bu yasa aynen yasalaştığı taktirde Türkiye Cumhuriyeti elden gider. Yargıtay olarak çok sert bir şey hazırladık. Başbakanlık’a gönderdik. Yasa iade edildi. Yargıtay’a gelmeden Meclise gitti, oybirliğiyle çıktı. (...) Hala bizim suçlarla mücadeleyi imkansız hale getiren mahkemelerimiz var. Böyle saçma sapan uyum yasaları diye değişiklikler yapacağınıza konu CMUK ise, AB’ye gireceğimize inanmıyorum ama, gelin onların içinde en moderni hangisiyse onu aynen alalım. Böylece bir taşla birkaç kuş birden vururuz. Gerçekten doğru düzgün bir yasamız olur, bu baskılardan kurtuluruz. Böylece hukuki kuşatmada hukukumuzu çökertme ve Türkiye Cumhuriyeti’ni çökertme planlarını bertaraf ederiz.”

İNGİLTERE ÇOK SERT

Savaş, Yurtdışındaki terörle mücadele konusundaki yasalardan çarpıcı örnekler vererek, “İngiltere’nin terörle mücadele yasası çok sert, orada terör örgütünü çağrıştıracak plak çalmak bile cezayı gerektiriyor. Terör suçunu biliyorsanız bizde ancak kamu görevlileri ihbarla mükellef. Orada vatandaşın bunu bildirmemesi çok ağır cezaları gerektiriyor. İngiltere insanın hukuk mantığına ters gelen tedbirler almış, 1988 Kuzey İrlanda Suç Delilleri Kanunu diye bir yasa çıkarmış, bir ceza davasında mahkemeye sanığın tutum ve davranışlarından sonuç çıkararak mahkum edebilme yetkisi veriliyor. Amerika’da bütün örgütlü suçlar konusunda inanılmaz hükümler var. AB’nin canı cehenneme derse Türkiye kurtulur” dedi.


Kim kimi rehin aldı


Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Ceviz Kabuğu programına telefon konuğu olarak katılan Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr.Mehmet Çelik, son günlerde Kuvai Milliye adı altında bazı dernekler kurulduğuna dikkat çekerek, “İstihbarat güçleri yarın PKK denetimindeki gruplara karşı organize gruplar olarak bunları kullanabilir. Türkiye güvenlik güçlerini harekete geçirsin” dedi. Bu sözler üzerine Cevizoğlu, bütün bunları Yeniçağ Gazetesi’nde “Tehlikeli Boşluk” başlığı altında yazdım. Ortada bir toplumsal potansiyel var ama lider boşluğu da var. Bu tehlikeli bir boşluk. Bu boşluğu birileri kullanmaya çalışır diye çok daha önceden uyardım” dedi. Cevizoğlu, yıllar önceki bir programda Çelik’in “Abdullah Öcalan Suriye’den çıkarıldıktan sonra herkes bayram yaparken, siz çok ters bir şey söylemiştiniz. ‘İnşallah yakın bir zamanda Abdullah Öcalan keşke Suriye’de kalsaydı diyeceğimiz günler gelmez’ dediğini hatırlatınca, Prof.Çelik, “Siz hafızanızdan dolayı tebrik ederim. Siyasi rehin olarak bunu bize teslim eden güç şart koştu; bunu yargılayabilirsiniz ama o yargılamanın neticesinde takdir edeceğiniz ceza şu sınırdadır.

Eşref Bitlis Paşa’nın öldürülmesinin nedeni bu meseledir. Bu çözülmelidir. “Karşılığını verdi. Cevizoğlu ise bu sözler üzerine “Kim kimi rehin aldı?” diye çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Prof.Çelik, “PKK’yı Kandil Dağı’nda bitiremeyiz, Batı başkentlerinde bitirmemiz lazım” diye konuştu. Hulki Cevizoğlu ise, Atatürk ilkesi yerine Kopenhag ilkesi geliyor. Paris ilkesi geliyor ona Paris şartı diyoruz” dedi.