Ağustos 10, 2006

Abu Ghraib’de işlenen savaş suçları

Uluslararası Af Örgütü (7 Mayıs 2006) ABD Başkanı George W Bush’a yazdığı açık mektupta, Bağdat Abu Ghraib cezaevinde Amerikalı görevlilerin yaptığı iddia edilen ihlallerin savaş suçu olduğunu söyleyerek yönetimden bu iddiaların kapsamlı olarak soruşturulmasını ve sorumluların görevi ve rütbesine bakılmaksızın cezasız kalmamasını talep etmektedir.

Uluslararası Af Örgütü, son iki yıldır Amerikalı görevlilerin Irak ve Afganistan dahil gözaltında tutulanlara ihlal ettiğini belgelemiştir.

Savunma Bakanı Rumsfeld’in bu hafta Abu Ghraib’ta yaşananlar karşısında “şok olduğunu” ve bunların “sistematik” değil, “istisnai” olduğunu iddia etmesine rağmen, Uluslararası Af Örgütü son iki yıldır aralarında Beyaz Saray, Savunma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığının da bulunduğu en üst düzey ABD yönetim birimlerine Amerikalı görevlilerin gözaltında tutulanlara zulüm ve vahşet uyguladığına dair bir kesin iddialar sunmuştur.

UAÖ geçtiğimiz Temmuz ayında ABD hükümeti ve Irak’taki Koalisyon Geçici Yönetimi’ne sunduğu memorandumda (CPA) Amerikan ve Koalisyon Güçlerince Iraklı tutuklulara yapılan işkence ve kötü muamele iddialarını dile getirmişti. İddialar arasında dayak, elektrik verme, uykusuz bırakma, başa çuval geçirme ve uzun süreli ayakta ya da çömelerek tutma bulunuyordu. Ne yönetim ne de CPA herhangi bir soruşturma yapıldığına dair ne cevap verdi ne de buna dair bir imada bulundu.

UAÖ’nün defalarca talepte bulunmasına rağmen örgütün hiçbir ABD gözaltı tesisine girmesine izin verilmedi.

UAÖ Genel Sekreteri Irene Khan, “Eğer yönetimin gizleyecek bir şeyi yoksa, incommunicado gözaltını derhal sona erdirerek UAÖ ve BM dahil bağımsız uluslararası insan hakları gözlemcilerinin tüm gözaltı tesislerine girmelerine izin vermelidir” dedi.

“ABD yönetimi Cenevre Sözleşmelerini ve hukuk, insan hakları ve örf ve adetin temel ilkelerini ısrarla göz ardı etmektedir. Bu durum ABD askerlerinin, hiçbir ceza almadan mahkumları aşağılayabileceklerine ve onurlarını kırabileceklerine inandıkları bir ortam yaratmaktadır.

“Bugün Irak’ta gördüğümüz şey, insan hakları ve savaş hukukuna bedelinin ne olduğu dikkate alınmaksızın sürdürülen amansız “terörle mücadele”nin beklenen sonucudur.

UAÖ Amerika hükümetinin uluslararası insan hakları standartlarına bağlılığına dair verdiği karışık mesajlardan duyduğu kaygıyı da dile getirmiştir.

İhlaller Abu Ghraib’le sınırlı değil. Afganistan’daki Bagram ve Kandahar ABD Hava Üslerinde tutulmuş olan çok sayıda kişi ABD gözetimindeyken işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı veya onur kırıcı muameleye uğradığını dile getirmiştir. Yönetim Guantanamo tutuklularıyla ilgili de Cenevre Sözleşmelerine uygun davranmamıştır.

Guantanamo’da tutulmuş olan Wazir Mohammad UAÖ’ne Afganistan’da tutulduğu sırada pranga ve kelepçelerin aşırı ve zalimce kullanıldığını, uykusuz bırakıldığını ve hücresinden sorgu odasına kadar emeklemeye zorlandığını söylemiştir.

Bagram ve Kandahar’da durumunun yasallığının incelenmesini talep etme hakkı olmadan incommunicado gözaltında tutulmuş, bir avukat ve ailesiyle görüşememiştir. Hiçbir Uluslararası Kızıl Haç Komitesi (UKHK) ile görüştürülmemiştir. Guantanamo’da bir yıldan fazla kalmasına rağmen UKHK temsilcisiyle bir kez, üsteki ilk gününde görüşmüştür.

Guantanamo’da tutulmuş olan Walid al-Kadasi ise Kabil’deki gizli bir gözaltı tesisinde tutulmuş. ABD görevlilerinin ilk sorgulama yaptığı geceye tutukluların “kara gece” dediğini söyledi. “Elbiselerimizi makasla kesip bizi çırılçıplak bıraktılar ve resimlerimizi çektiler… ellerimizi arkadan kelepçeleyip gözlerimizi bağladılar ve sorguya başladılar… beni ölümle tehdit ettiler, el-Kaide üyesi olmakla suçladılar.” Tutukluların uykusuz bırakıldığını ve bazen bunu yüksek sesle müzik dinleterek yaptıklarını iddia etti.

Guantanamo’da çalışmış olan biri UAÖ’ne görüşebildiği tutukluların tamamı değilse bile çoğunun Kandahar veya Bagram’da fiziksel tacize uğradıklarını iddia ettiklerini söyledi. Bu kişi Irak’tan gelen kanıtlar karşısında şaşırmadığını ve Afganistan’daki ihlallerin tutukluları sorgu ve gözaltı için yumuşatmak için yapıldığını söyledi.

UAÖ, Tümgeneral Antonio Taguba liderliğinde sürdürülen ve Abu Ghraib’de “tutukluların sistematik ve yasadışı tacize uğradığına” karar veren soruşturmanın halka açıklanmasının hedeflenmemiş olmasından ve yönetimin şu anki tepkisinin ancak rapor ve fotoğraflar ortaya çıktıktan sonra gelmiş olmasından endişe duymaktadır.

4 Mayıs’taki basın toplantısında iddiaların ağırlığını hafifletmeye çalıştığı görülen Rumsfeld “şu ana dek yapılan suçlamalar kötü muameledir… bu teknik olarak işkenceden farklıdır” dedi. Aslında Taguba’nın “çok sayıda sadist, kaba ve keyfi suç vakası” dediği şey işkence veya zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muameledir ve savaş suçudur.

Tutukluları yumruklayıp tekmeleme; çıplak ayakları üzerinde zıplama, resimlerini çekmek için tutukluları zorla cinsel teşhir pozisyonuna zorlama, elektrik verme işlemini örneklemek için çıplak bir tutukluyu kafasında çuvalla bir kutu üzerine yerleştirip el ve ayak parmaklarıyla penisine kablo takma, çıplak tutuklunun boynuna köpek tasması veya kayış bağlayarak bir kadın askerle poz verdirme gibi olaylar yaşanmıştır.

Taguba’nın “tutuklulara uygulanan…kanıtlanmış ihlaller” olduğu sonucuna vardığı bu olayların sorumluları, ABD’nin uluslararası ve ulusal yasalarına karşı yükümlülüklerine uygun olarak yargı önüne çıkarılmalıdır. Soruşturmalar, doğrudan sorumluların yanı sıra daha üst emir komuta zincirini de içermelidir.

Irak’taki tutuklu operasyonlarından sorumlu Tümgeneral Geoffrey Miller’in bu hafta yaptığı uykusuz bırakma ve rahatsız eden pozisyonların tutuklulara uygulanabileceğine dair açıklaması ABD yönetiminin hala, kötü muamelenin işkencenin bir adım öncesi olduğunu ve tamamen yasaklanması gerektiğini öğrenmemiş olduğunu gösteriyor.

Tutukluları yoğun acı verici pozisyonlarda tutmak, başına örtü geçirmek, tehdit ve uzun süreli uykusuz bırakmak işkence ve zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele yasağının ihlalidir.

UAÖ Başkan Bush’a, ABD gözaltında yaşanan ölüm ve işkencelerle ilgili tarafsız ve şeffaf bir soruşturma yürütülmesi ve sorumluluğu bulunan herkesin yargılanması için çağrıda bulunmaktadır.

Kaynak : http://www.amnesty.org.tr/o1005200401.si Uluslararası Af Örgütü - Türkiye