Kasım 11, 2005

İLLUMİNATİ'NİN PARMAK İZLERİ

İLLUMİNATİ'NİN PARMAK İZLERİ

Son günlerde yaşadığımız olaylara bakıyorum da gerçekten garip şeyler oluyor.Türkiye biryerlere çekilmek isteniyor kesin. Ama bu yer neresi onu tam olarak bilmek mümkün değil.Ya da birden fazla nokta var Türkiye'nin çekilmek istendiği. Bugüne kadar
şeriat/ılımlı islam devletine götürülmek istendiğimizi düşündüm.

Böyle düşünmek için de geçerli sebeplerim vardı.Ama birkaç fikir daha oluştu kafamda.Son günlerde olup bitenlerde İlluminati'nin parmak izlerini görüyorum.İlluminati Hegel diyalektiğini kullanır olayları istediği çözüme götürmek için.Bunun için bir tez, bir de anti teze ihtiyaç vardır.Bu iki kutup birbiriyle çatışınca ortaya sentez çıkar.Bu sentez de doğal olarak onların istediği çözüm veya çözümlerdir.

Ülkemizde günlerdir bir kışkırtma hareketi var. Birileri başla diyor Kürtçüler ayaklanıyor. Amaçlanan ne ? Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı vatandaşların da sert bir cevap vermesi,Kürtçülere saldırması,linç etmesi vs. Kısaca aklıselim insanların hoşlanmayacağı durumların oluşması. Ben bu noktada tez ve antitezi görüyorum. Yani bir yanda ulus devletçi,vatansever T.C. vatandaşları diğer yanda federasyoncu,ayrılıkçı kürt kökenli vatandaşlar (her ne kadar hepsi dahil olmasa da insanların kafasında bir genelleme ister istemez oluşur). Eğer tez ve antitez varsa bunun bir sentezi de olmalı. İki tarafı uzlaştıracak,öyle de olmasın böyle de olmasın, gelin şu olsun ortam huzur bulsun türünden bir sentez.

Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi dahilinde Türkiye'de kimin, neden iktidar yapıldığını düşününce bu sentezin ılımlı islam olması, toplumun yaralarına merhem, çatlaklarına harç olarak bu sistemin işaret edilmesi son derece ihtimal içinde görünüyor.Henüz o aşamaya gelmedik tabi ki. Olaylar planlandığı gibi tırmanmadı.Ama şiddet daha fazla yayılırsa bunlar tartışılmaya başlanır. Hem Hizb-Ut Tahrir denen sert şeriat yanlısı grubun bu dönemde ortaya çıkmış olması tesadüf olabilir mi sizce ? Özellikle de bu grubun Amerikan ve İngiliz istihbaratları tarafından kurulmuş olduğunu düşününce. Erbakan'ın zamanında dediği gibi sert mi olacak yumuşak mı,kanlı mı olacak kansız mı ? Bize sunulmak istenen seçenekler bunlar galiba. Sert olmasındansa yumuşak/ılımlı, kanlı olamsındansa kansız olsun dememiz bekleniyor. Kansız olması içinse silahsızlanma kampanyasının başarıyla kotarılması gerek.

Bu da büyük oyun öncesi oynanmış küçük bir oyundur.Önce insanların silahlardan şikayet etmesi sağlanır, sonra da insanlar silahsızlandırılır.A.B.D.'de de bu oyun oynandı geçen 10-15 yıl içinde.Orada senaryo biraz farklıydı.Havaya kurşun sıkan hayvanlar yoktu orada.Yerine silahla okul basan öğrencilerin yaptığı katliamlar kullanıldı.Bu toplumu canından bezdirdi ve silahlanmaya karşı medya öncülüğünde bir kampanya başlatıldı.Bizdeki durumun benzeri.Unutmayın ki Hitler,Mussolini,Mao,Lenin ve Stalin gibi adamlar hep silahsızlanmayı savunmuşlardır.Karşılarında hiçbir potansiyel güç istememişlerdir.
Ben olayları bu çerçevede algılarken Hürriyetim.com.tr adresinde Cüneyt Ülsever'in 4 eylül tarihli köşe yazısını okuyunca başka bir durum daha olduğunu gördüm. O yazıdan aynen alıyorum buraya tamamını okursanız daha açıklayıcı olur.
Cüneyt Ülsever Irak Anayasası Taslağının Irak'ı bölünmeye götürdüğünü yazarak önce Türk halkına endişe vermeye çabalıyor.Bakın Kürdistan kurulmak üzere ona göre demeye getiriyor.Zaten yazı ilerledikçe Ülsever baklayı çıkartıveriyor dilinin altından ve şöyle yazıyor:
"Türkiye ne yapmalı? Baştan beri tezim aynı:

Türkiye; önleyemediği, engel olmadığı gelişmeler ışığında Irak’a açık müdahalede bulunmalıdır!

Kimse kendini ve Türkiye’yi aldatmaya daha fazla yeltenmesin!

Türkiye, savaşın dışında kalarak dertlerden katiyen kurtulmuyor. Üstelik, her geçen gün tehlike daha da dibine yaklaşıyor!

Türkiye, çevresi cayır cayır yanarken, kendine bulaşacak (hatta çoktan bulaşmış) ateşi şimdilik sadece seyrediyor!"

Ülsever'in çoktan bulaşmış dediği ateşle neyi kastettiğini heralde anlamışsınızdır.Son günlerde yaşadığımız olaylar son derece ateşli.
Bir de teklifi var kendisinin: Türkiye NATO'yu bölgeye davet etmeli ve müslüman ülkelere liderlik etmeli diyor.

Amerika'nın sesi böyle söyleyince bu yaşadığımız olayların Türkiye'yi savaşa çekmek amacına hizmet ettiğini anlıyoruz.

Amerika için bir taşla birkaç kuş vurmak en güzeli olur sanırım.
Biraz ayaklanma,biraz kargaşa,biraz kan ve gözyaşı ve sonuçta
bir de bakmışız bolca ılımlı islam,bolca Irak'tan gelen şehit cenazeleri.