Kasım 18, 2005

Türkiye Nereye Gidiyor?

Dünyanın yöneldiği rotada Türkiye'nin yeri ne acaba? Mersin, Trabzon ve benzeri olayların temelinde yatan amaç ne? Bu ve buna benzer bir çok soru sürekli beynimi kurcalamakta. Bu sorulara verebildiğim cevaplar şöyle...

Türkiye'de sergilenen oyun finale yaklaşıyor. Belkide son perde oynanmaya başlandı. Türkiye'yi parçalama emeli olan küresel kraliyetçiler amaçlarına ulaşıyorlar gibi. Birinci Dünya Savaşı'ndan günümüze kadar sürekli olarak yaratılmaya çalışılan Kürt milliyetçiliği ve bunun sonucu oluşturulmak istenen Kürt devleti son kertede. Mersin'de Kürtlerin geldiği nokta, Trabzon'da Türklerin geldiği nokta apaçık görüldü. İki kesim arasında hedeflenen, Kürt devletine giden ayrışma, ortaya konuldu. Bu ayrışma ve sonunda hedeflenen Kürt devleti arasındaki kaçınılmaz aşama iç savaş ufukta görünmeye başladı. Kürt ve Türk kutuplaşması yıllardır AB ve ABD kaynaklı olarak sürekli beslendi. Ve doruk noktasına ulaştı. Bu noktada bir kıvılcım ufukta görünen iç savaşı tetikleyebilir.

Yıllardır PKK ve Kuzey Irak olgusuyla, sözde soykırım iddialarıyla, Kıbrıs ve Ege sorunlarıyla Türkler bir ateş çemberiyle sarıldı. Türkiye ya akrep gibi kendini sokacak ya da akıllı hamlelerle kendine bir çıkış noktası yaratacak.

Bu aşamada yapılması gereken ordunun böyle bir iç savaşı önlemeye yönelik hazırlıklarına başlaması, medyanın yangına körükle gitmemesi ve insanları sağduyuya davet etmesi, hükümetin acilen gündemi değiştirmesi gerekmekte. Halkın ortak bir düşmana yöneltmesi gerekli. Bu düşman Ermenistan olabilir.

Ortak düşmana yönlendirilen tepkiler Türkiye'de Türkler ve Kürtler arasındaki doruk noktasına ulaşmış gerilimi absorbe edebilir. Aksi taktirde hiç kimsenin arzu etmeyeceği bir kıyım yaşana bilir. Ve kazananın ne Kürtler ne de Türklerin olacağı bu savaş AB ve ABD'nin çıkarlarına hizmet etmekle kalacaktır. Türkiye belki bölünecek belki de AB veya ABD'nin Türkiye'ye barışı getirme maskesi altında bir daha çıkmamak üzere yerleşmesiyle sonuçlanacaktır.